Spor ve Hukuk
______________

Hakan HANLI, Avukat
Uluslararası ve Avrupa Hukuku Uzmanı

Doping


Bir sporcunun, fiziksel ve mental kapasitesinin üstünde başarı elde etmeğe yönelik bir takım tıbbi yöntemler ve/veya kimyevi maddeler kullanılmasıdır. Eski Yunan'da yarışmaların sonunda ödül verilmeye başlandığından bu yana mevcut olan bir olgudur.
Doping kontrolleri modern tıbbın ilerlemesi ile doğru orantılı olarak artmaktadır. 1968 Meksika Olimpiyatlarında Dopingle Mücadele Komitesi kontrollere başlıyor. Bu kontrollerde sporcunun idrar tahlili yapılmakta ve her geçen gün yeni doping maddeleri tesbit edilmektedir. Kan tahlili ile belirlenilmesi daha sağlıklı sonuçlar verebilmesine rağmen, farklı ülke mevzuat ve özellikle insan hakları alanındaki bir takım hususlardan dolayı dolayı bazen sıkıntılarla karşılaşılmaktadır. İdrar ve kan tahlilleri için; yasal bildiriler, yetkililer, testler ve örnek alma methodları, süreler, tahlil, raporlama prosedürleri, sınırlamalar ve istisnai hususlar ilgili yönetmelikte detaylı bir şekilde düzenlenmektedir.
1984 yılında Avrupalı devletler tarafından dopingle mücadele amacıyla kurulması öngörülen ve 2000'de oluşturulan Dünya Anti-Doping Ajansı (WADA) bu konu ile tıbbi ve hukuki açılardan yakından ilgilenmektedir. Tıbbi açıdan, akredite ülkelerde oluşturulan yetkili merkezler ile düzenli işbirlikleri ile ağlar oluşturulmaktadır. Türkiye mücadele anlaşmasına dahil olmakla birlikte, WADA ile arasında kurumsal işbirliği bağı Hacettepe Üniversitesi bünyesindeki bir Doping Araştırma Merkezi ile tesis etmeğe gayret etmektedir.
Hukuki açıdan ise, Doping Kontrol Yönetmeliği ile bu alanı düzenlemekte ve dünya ülkelerindeki mevzuat farklılıklarını gidermek suretiyle uyumlu bir hukuk mezuatına yönelik çalışmalar yapılmakta ve işbirliktelikleri tesis edilmektedir. FIFA bünyesinde de oluşturulan Doping Kontrol Komiteleri ve Alt-Komiteleri aracılıgıyla, Doping Kontrol Yönetmeliği (http://www.fifa.com/documents/fifa/regulations/Doping2004-E.pdf) uygulama alanı bulmaktadır.
Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi'nde çeşitli doping davaları yoğun bir şekilde incelenilip, karara bağlanılmaktadır. Örneğin Raducan, Leon Christine ve diğer davalar...

IX. Sonuç : "Evrensel Mücadele ve Fırsatlar"
Futbolun anayasası; sağlığa, birlik ve beraberliğe, kardeşliğe ve dostluğa, barışa ve uyuma yönelik centilmen sportmen bir insan topluluğu oluşturulmasıdır.
Düzenli veya düzensiz, amatör veya profesyonel olarak yapılan futbol milyonlarca insanın aktif veya pasif katılımlarıyla, kitlelerde bağımlılık yaratmaktadır. Uluslararası, Avrupa ve Türk futbol sahalarında, ülkeler gösterdikleri performans neticesinde; bayraklarının göklerde dalgalanmasıyla, itibar (prestij) sahibi olmak suretiyle önemli kazanımlar da elde edebilmektedirler.
Futbolun en iyi tarafı ise, 'küfür gönlün yelpazesidir' lafında saklı galiba... 'Arife tarif ne kadar gerekir onu bilemeyiz', ama bunu da bilgilerinize sunarız