Hürser Tekinoktay                                     29 Eylül 2005
 

Öyle ise gerisi Yorumsuz. . .

Bu akşam oynanacak Malmö-Beşiktaş maçı sonrası sonuç ne olursa olsun Beşiktaş'taki fırtınalar dinmeyecek.
Beşiktaş için, kötü gidişat okların son günlerde futbolculara çevrilmesi ile daha da artarak devam edecek.

Hatırlanacak olursa 100. Yılında şampiyon olan ve 1,5 senede 1 yenilgi yüzü gören takım Yıldırım Demirören ve Kıvanç Oktay yönetiminde yaşlandı(!) diye lav edilmişti.

Zago, Ghuinti, Yasin Sülün ilk etapta bu düşünceden nasiplerini alırken,

Ronaldo, Ahmet Yıldırım, Emre Aşık, Serdar Topraktepe, bu fikre kurban giden diğer futbolcular olmuşlardı.

Kaleci Ramazan, Sinan Kaloğlu, Ali Cansun, Eser Yağmur, Okan Koç, Ümit Aydın ise ümit milli takımın yıldızları olan ve bir önceki yönetimin hem performans hem de gelecek beklediği için yatırım yaptığı gençlerdi.

Demirören ve Oktay yönetiminin yukarıdaki takımı dağıtıp yerlerine transfer ettikleri

Fatih Sonkaya, Berkant, Juanfran, John Carew'de yetenekleri değerlendirilemeyen başka bir oyuncu gurubu oldu.

İspanya'da çok iyi performans gösteren A Milli Takımın oyuncusu Tayfun Korkut ise şimdi nedeni bilinmeyen(!) bir şekilde sürgün cezası alarak Milli takım arkadaşı Emre Aşık ile birlikte köşe bucak idman yapacak yer aramakta!

Tabi bu kıyım yapılırken 3 Milyon Euro karşılığında transfer edilen Juanfran 6 ay içinde bedelsiz serbest kalırken, Ronaldo üzerine para verilerek gönderildi!

Bir tek 25 yaşında Avrupa'nın en iyi ve en farklı santraforlarından John Carew para ile satıldı.

Ancak yerine neredeyse aynı bütçeye yakın bundan sonraki futbol hayatımı rodeo yaparak geçireceğim diyen 33 yaşındaki Ailton'ın alınması John Carew'den gelen parayı heba etmek idi.

Üstelik Carew'i verdikten 1 ay sonra almak isteseler acaba kaça alırlar idi?

Peki, bundan sonra ne olacak futbolcuların hedef olması ile elde kalan yaklaşık 40–50 Milyon Euro civarındaki futbolcunun bonservis değerleri de israf olup gidecek!

Ayrıca Yıldırım Demirören'in en büyük hatam Rıza Çalımbay'ı getirmek demekle aynı anlamı taşıyan ‘'en büyük hatayı Vincente del Bosque'yi göndermek ile yaptım''dediği Bosque'ye ödenecek 1 Milyon euro civarındaki tazminatı da eklersek, total mali kayıp Beşiktaş kulübünün geleceğindeki fırtınaların kasırgaya dönüşmesine sebep olacak gibi!

Peki, bu duruma nasıl gelindi?

Öyle ise gerisi YORUMSUZ!

26 Mart 2000 Pazar; Aralıksız sekiz dönem başkanlık yapan Süleyman Seba bazı gurupların(!) kendi aleyhine bağrıltılmaları sonucu görevi resmen bıraktı.

27 Mart 2000 Pazartesi Serdar Bilgili, Hüsnü Güreli, Fikret Orman, İbrahim Altınsay, Mete Düren, İzzet Ceylan, Yıldırım Demirören ile birlikte seçimi kazanıp göreve başladı.

Çok ciddi maddi ve manevi kayıplar verildiği için N.Scala ve transferden sorumlu yardımcısı Ziya Doğan göreve getirilmelerinden kısa bir süre gönderildiler.

7 Mart 2001'de Almanya'da hakkında uyuşturucu bağımlılığı ile ilgili davalar açılan C.Daum göreve getirildi.

Futbol Şubesi sorumlu Yıldırım Demirören yakın akrabası olan Haluk Ulusoy'un telkini üzerine Sinan Engin'i Menajer olarak göreve getirdi.

C.Daum ve Sinan Engin ile başarıyı yakalayamayan yönetim Galatasaray'ı Şampiyon yapan Lucescu'yu Teknik Direktörlüğe getirdi.

2002–2003 senesinde Lucescu'lu Beşiktaş saha içinde ve saha dışında (!) 100. Yılında şampiyon oldu.

Beşiktaş Galatasaray derbisinde Ramazan ayı içerisinde içkili vaziyette soyunma odası koridorunda rakip futbolcu ile kavga eden Yıldırım Demirören ve Kıvanç Oktay Başkan Serdar Bilgili tarafından pasifize edildi.

Ayrıca çim ihalesi dosyalarını kontrol etmek isteyen Serdar Bilgili ile Demirören ve Kıvanç Oktay'ın tartışması futbol şubesi sorumlularının istifası ile son buldu.

2003–2004 Sezonunda 11 Puan önde ligin 2. yarısına başlandı.
Demirören ve Kıvanç Oktay'ın futbol şubesinden istifasına rağmen Sinan Engin görevine devam etti.

Ligin ikinci yarısında özellikle saha dışı etkenlerden kaynaklanan inanılmaz bir düşüş başladı!

25 Nisan 2004 tarihinde Serdar Bilgili, Beşiktaş-Fenerbahçe maçında kendisinin de yakından tanıdığı kişilerin, şahsına karşı yoğun küfürlerine maruz kaldı. Ve görevi bırakma kararı aldı.

20 Mayıs 2004 Tarihinde Alattin Çakıcı'nın Beşiktaş Yöneticisi İbrahim Arı adına sahte pasaport ile yurt dışına kaçırılmış olduğu ve işin Beşiktaş kulübündeki sorumlusunun Sinan Engin olduğu konuşma bantları ve savcılık raporu ile belirlendi.

21 Mayıs 2004 Tarihinde Sinan Engin kulüpten uzaklaştırıldı.

Ve Fenerbahçe lig şampiyonluğunu resmen ilan etti.

30 Mayıs 2004 Tarihinde saat 20.20'de Yıldırım Demirören olağanüstü kongreden başkan olarak çıktı.

Göreve başlaması ile beraber Kıvanç Oktay futbol şubesinden sorumlu 2. Başkan oldu.

Not; Kıvanç Oktay, Yıldırım Demirören'in kızkardeşi ile evlidir.

Konu ile ilgili yazılar